8 Ekim 2015 Perşembe

HAFIZ HALÎL KÂMİL EFENDİ


KİMDİR
·       Devlet adamı – İlim Adamı – İslam Hukukçusu – Medrese Profesörü.
·       Kadılık görevi hak ve adaletle yürüttüğünden daha üst makamlarla ödüllendirilmiştir.

--------------------------------------------------------------------

DOĞUMU: Elbistan’da 1867’de doğdu.

SOYU: Hâfız Mehmet Sakib Efendi’nin oğludur.

ÖĞRENİMİ:  Elbistan Rüştiyesi’ni bitirdikten sonra kazada bulunan medresede Akâid’e kadar tahsil edip İstanbul’a gitmiştir. Fatih dersiamlarından Mehmet Hulusi Efendi’den okuyarak icazet almıştır. İmtihanla dâhil olduğu Mekteb-i Nüvvab’tan 1895 tarihinde Üçüncü Sınıf şehâdetnâmesi almıştır. 

GÖREVİ VE YAPTIKLARI
1.    Çarsancak (Dersime bağlı),
2.    Bergama,
3.    Drama,
4.    Malatya Kadılıklarında bulunmuş,
5.    Salâbet-i dinîyesi yanında şer’î dâvaları Hak ve adalete uygun yürüttüğünden Mardin livası kadılığına tayin edilmiştir. 6 Kasım 1915 tarihinde Haçîn (Adana) kazası kadılığına tayin edilmiştir.

BİLDİĞİ DİLLER: Arapça, Farsça ve Türkçe bilirdi.

ÖLÜMÜ: 1920 yılında Saimbeyli kadılığı görevinde iken eşiyle birlikte Ermeni isyancılar tarafından şehit edildi.

--------------------------------------------------------------------

KELİMELER

Dersiâm: Ders veren profesör.

Diploma - Şehadetnâme: (İcazetname) İlimde ve yazıda tahsilini bitirenlere verilen şehadetnâme (belge) yerine kullanılan bir tabirdir.


Hakkaniyet:  Hak ve adalete uygunluk, doğruluk.
İcazet: Bir iş için o konuda yeterli bilgiye sahip olduğunu belirten izin belgesi.

Liva isminin anlamı: 1. Bayrak. 2. Mülki idarede kaza -vilayet arasında bir derece, sancak. 3. Tugay. 4. Tuğgeneral. 5. Livai saadet, Livai şerif.
Hz. Muhammed (s.a.s)'in bayrağı Livaü'lHamd: Muhammed ümmetinin mahşer günü altında toplanacakları bayrak. Makamı Ahmedi.

Salâbet-i Dinîye: Dinini ve dinin emirlerini korumak ve tatbik etmekteki ciddiyet ve sağlamlık.


Mekteb-i Nüvvab / Medreset ül Kudât: Kadı ve kadı  vekilleri yetiştirmek amacı ile açılmış okullar. (Şimdiki, Hukuk Fakültesi) Bu okullar, Muallimhane i Nüvvab olarak 1853 Yılında açıldı. 1884 Yılında Mekteb-i Nüvvab olarak ismi değiştirildi. 1911 Yılında adı yeniden değiştirilerek Metresed ül Kudât yapıldı.

5 Ekim 2015 Pazartesi

KANADIKIRIK MUSTAFA

KANADIKIRIK MUSTAFA EFENDİ  (1819-1919)


Belgelerde iki Kanadıkırık Mustafa Efendi mevcut.
Bunlardan 1. cisi,  MARAŞ MEŞHURLARI kitabında geçen Kanadıkırık Mustafa Efendi. 2. si ise Mevhibe Savaş’ın kitbında kayıtlı bulunan Kanadıkırıkzâde Mustafa Efendi’dir.  İki Kanadıkırık Mustafa Efendi’nin var olması ihtimallerden uzak değildir. Bilinen: Yavuz Sultan Selim tarafından Mer’aş müftülüğüne gönderilen ilk bilgin Kanadıkırık Ali Efendi’den sonra en az 8/10 bilgin yetişmiştir.

MESLEĞİ:  İlim Adamı.

DOĞUMU: Maraş’ta 1819’da doğdu.

SOYU: Kanadıkırıkzâde Ahmet Efendi’nin oğludur.

ÖĞRENİMİ: İlk bilgilerini Maraş’ta aldıktan sonra, Maraş, Halep ve Elbistan medreselerinde mantık’a kadar okudu.

YÜKSEK İLİM: İlerleyen yıllarda öğrenim için Kayseri’ye gitti. On dört sene süreyle,  üstadı Hacı Dursun Efendi’den, bazan da İnhanzâde Alim ve Ağırnasî Mes’ut Efendilerden de öğrenim gördü, yeterlilik aldı.
Elli yaşlarında olduğu halde Haziran 1876’da Maraş Meclis-i Temyiz azalığına seçildi. 1885’de Müftülük imtihanına girdi ve kazanarak Maraş Müftülüğü’ne atandı. Müftülükte şöhreti Maraş dışına taştı. Uzun yıllar müftülük yaptı.  12 Temmuz 1909’da Maraş Mutasarrıfı Hayri Bey hakkında vuku’a gelen gösterideki parmağı olduğu gerekçesiyle,  kurulan Divan-ı Harb-i Örfî’ce verilen karar üzerine Müftülük görevinden ayrıldı.

ÖLÜMÜ: 1919’da yüz yaşında vefat etti. 

MEZARI: Mezarı Şazibey camisinin avlusunda ecdatları müftü ve kadı Kanadıkırık Ali Efendinin yanındadır.

4 Ekim 2015 Pazar

MAHMUD HAMDİ BİN DAVUD (EDDIMIŞKİ)


KİMDİR: İlim Adamı. Düşünür-İslam Gizemcisi – Sofi - Fıkıh Profesörü. Şeriat Hukukçusu.

Arap edebiyatında ve dini ilimlerde çok güçlüdür.

Türkçeye ne kadar vakıfsa Arapçaya da o kadar vakıftır. “Bilginlerin bilgini” unvanıyla anıldı.

DOĞUMU: Muhtemelen Maraş’ta doğmuştur.

UNVANI: Meşhur olan ismi Maraşlı Mahmut Efendi’dir.

ÖĞRENİMİ: İlk tahsilinden sonra Şam’da okudu. Şam’da hocalık yaptı, hayatını burada devam ettirdi.
Talebesi olan Seyyid Şefik Ahres’in dediğine göre “huccettir,sikadırsadık”tır.

GÖREVİ VE YAPTIKLARI
1.   İlimde en yüksek tabakaya çıkmıştır.
2.   Nahiv, Mantık, Fıkıh ve Usulüd- din’de yed-i tûlâ sahibidir.
ÖLÜMÜ: ölüm tarihi 1921’dir.

ESERLERİ
Dört eseri vardır.
1.     Bülgatül Mürid fil fıkhi vettevhid. Telif tarihi 1893’dür. 1894’de Dımışk’ta basılmıştır.
2.     Tuhfetül Menasik. Telif tarihi 1893’tür. Şam’da 1895’de basılmıştır.
3.     Tuhfetül İhvân Alânasî-hatil halan. 1908’de Dımışk’da basılmıştır.
4.     Neylül Ereb fi marifetil edeb. İlk baskısı 1909’da Dımışk’da yapılmıştır. İkinci baskısı yine Dımışk’ta 1990’da basılmıştır.

-------------------------------------------------------

KELİMELER

Huccet: Burhan, delil, senet, belge, fatura, seçkin âlimlere verilen ünvan.
Sika: Güven, emniyet. İnanılır, güvenilir kimse.
Sadık: Söz, iş, va'd ve vaîdinde doğru olan; her sözünü yerine getiren, yalanı, yanlışı, hilesi, aldatması, bulunmayan
Mekteb-i Nüvvab / Medreset ül Kudât: Kadı ve kadı  vekilleri yetiştirmek amacı ile açılmış okullar. (Şimdiki, Hukuk Fakültesi) Bu okullar, Muallimhane i Nüvvab olarak 1853 Yılında açıldı. 1884 Yılında Mekteb-i Nüvvab olarak ismi değiştirildi. 1911 Yılında adı yeniden değiştirilerek Metresed ül Kudât yapıldı.

Şehadetnâme / İcazetname: İlimde ve yazıda tahsilini bitirenlere verilen belge, diploma yerine kullanılan bir tabirdir.
Tezkere: Bir iş için izin verildiğini bildiren resmî kâğıt

Mükevvenat: Yaratıkların hepsi, kâinat mevcudat


-------
Gizem: Sır / bilinmeyen şeyler, esrarengizlikGizem: 1. Duyuları aşan; usumuzun doğal durumunda, varoluşu ve özü bize kapalı, saklı kalan şey. 2. Doğaüstü inanç doğruları. 
Gizemcilik (nedir ne demek)
1.    Aklın yetmediği alanlarda ve özellikle Tanrı kavramında, gerçeğe gönül yoluyla veya bir irade zorlayışıyla ulaşılabileceğini kabul eden felsefe ve din öğretisi, mistisizm.
2.    Tinsel tutum ve düşünüş; yaşama doğrultusu olarak: 1- Karanlık, gizemle yüklü olana duyulan aşırı eğilim. 2- Açık olmayan, gizemsel düşünme biçimi. 3- Tanrısal sezgi yoluyle, algılanamayan doğaüstü gerçekleri yaşama. 4-Tanrı'ya erişme çabalarının tümü. 5- Yüksek bir gücü kavramak ve eylemlerini bu güce göre düzenlemek için gerçekliğin üstüne yükselme eğilimi.
-----------------------------------------------------------------------

KANADIKIRIKZÂDE MUSTAFA EFENDİ I.

Belgelerde iki Kanadıkırık Mustafa Efendi mevcut.
Bunlardan 1. cisi,  MARAŞ MEŞHURLARI kitabında geçen Kanadıkırık Mustafa Efendi. 2. si ise Mevhibe Savaş’ın kitbında kayıtlı bulunan Kanadıkırıkzâde Mustafa Efendi’dir.  İki Kanadıkırık Mustafa Efendi’nin var olması ihtimallerden uzak değildir. Bilinen: Yavuz Sultan Selim tarafından Mer’aş Müftülüğüne gönderilen ilk bilgin Kanadıkırık Ali Efendi’den sonra en az 8/10 bilgin yetişmiştir.

 ------------

KİMDİR: İlim adamlarının yetiştiği bir aileden olup eski Maraş Müftüsüdür.
Doğum tarihî ve hayatı hakkında kaynaklarda bilgibulunmamaktadır.

ÖLÜMÜ: Mustafa Efendi 1918 yılında vefat etti.

MEZARI: Kabri, Maraş'ta Şâzibey Camii bahçesindedir.


KERAMET
1. Maraş’ın Kılavuzlu Köyünden Mehmet adında bir genç Çanakkale’de askerdir. Savaşın şiddetli bir gecesinde Mehmet nöbettedir. Kendine doğru gelen attaki adama selam durur. Bu adam, daha önceden tanıdığı Maraşlı Kanadıkırık Mustafa Efendidir.
Nöbetçi, attaki adama: 
“Hocam siz de mi geldiniz.” der.
Hoca: "Evet yavrum bize de görev düştü.” diye karşılık verir.
Nöbetçi: “Hocam, halimiz nice olack!” diye sorunca,
“Düşman birkaç saat içinde geri çekilecek. İnşallah zafer bizimdir.” diye karşılık verir.  

Birkaç saat sonra sabahtır. Düşman çekilmeye başlar.

----------

2. Küçük oğlu Mehmet Trablusgarp Cephesinde subay iken yaralanır ve taburcu olunca Hicaz Bölgesine gönderilir. Hicaz Cephesinde İngilizler tarafından şehit edilir.
Tam bu an Müftü Kanadıkırık seccadesinin başında ağlamaya başlar. Küçük oğlu;
“Baba neden ağlıyorsun!” der.
Hoca: “Oğlum ağabeyini İngilizler şehit etti.” der. 

Şehit künyesi geldiğinde, aynı gün ve saatte şehit olduğu anlaşılır. (Keramet Bölümü, Mevhibe Savaş’ın ‘Gönül Sultanları,’ isimli eserinden yararlanılmıştır.)

KANADIKIRIK MEHMET TEVFİK EFENDİ


KİMDİR: İlim Adamı – Ozan.
DOĞUMU: Maraş’ta 1911’de doğdu.

SOYU: Alim yetiştirmiş bir âileye mensup.
ÖĞRENİMİ: Az bir medrese tahsili aldı.

MANEVİ YÖNÜ: 12 yaşında iken babası vefat etti. Terzilik yaparak tasavvufî hayata yöneldi. Nakşî şeyhi Abid Efendi’ye intisab etti. Mânevi yönü çok güçlü idi. Bu yolda çok mesafe aldı. Bir ara Kâbeye gitmek için tüm malını mülkünü sattı ise de muvaffak olamadı.

EDEBİ YAŞAMI: Küçük yaşta şiire başladı. Din duygusu ağır olan şiirler yazdı. Kaygılarını şiir ile dile getirdi. Bir  kitap oluşturacak kadar olan şiirleri halen ailesinde mevcut.

GÖREVİ VE YAPTIKLARI:  Müezzinlik ve imamlık yaptı. Buradan emekli oldu

ÖLÜMÜ: 4 Mayıs 1981’de vefat etti.

BERBERZADE ÖMER ÖZCAN


KİMDİR: Düşünür-İslam Gizemcisi – Sofi.

-----------------------------------------------------------------------

DOĞUMU: Maraş’ın Uzunoluk semtinde 1899 senesinde doğdu.

SOYU: Babası, mahkeme başkâtibi Mehmet Efendi’dir.
Memiş-i Tahir’in küçük kardeşidir.   
ÖĞRENİMİ: İlköğrenimini; mahalle mektebinde, idadiyi; Acemli Camiindeki İdadide bitirdi. Ağabeyi Memiş-i Tahir Efendi Halveti meşayihidir. İstanbul’da bulunduğu için ağabeyinin bilgisinden yararlanamadı.  Klasik medrese öğrenimini;
1.    Babası merhum Berberzade Hacı Mehmet Efendi’den aldı.
2.    Gençliğinde Darendeli Hacı Muhammed Efendi’nin sohbetine katıldı. Onun vefatıyla,
3.    Halifesi Duruş Efendi hazretlerine yöneldi. Mağralı Camiinde çıkardığı erbainden sonra Duruş Efendi hazretlerinin hilafeti ile şereflendi. Fakat edebinden efendisi sağ iken çevresinden ayrılmadı. Bu arada Uzunoluk, Bektutiye (Çınarlı)  Camiinde imam ve hatibliğe başladı. Ölünceye kadar bu görevini sürdürdü.
•     Misafirlerine ikramı kendi elleriyle yapardı. Misafirleri; “Zahmet buyurdunuz efendim!..” derse “Zahmet değil rahmet olur inşallah!.” buyururlardı.

-----------------------------------------------------

KELİMELER

Gizem: 1. Duyuları aşan; usumuzun doğal durumunda, varoluşu ve özü bize kapalı, saklı kalan şey. 2. Doğaüstü inanç doğruları. 
Gizemcilik: I.    Aklın yetmediği alanlarda ve özellikle Yaratıcı kavramında, gerçeğe gönül yoluyla veya bir irade zorlayışıyla ulaşılabileceğini kabul eden felsefe ve din öğretisi, mistisizm.  II.    Tinsel tutum ve düşünüş; yaşama doğrultusu olarak: 1- Karanlık, gizemle yüklü olana duyulan aşırı eğilim. 2- Açık olmayan, gizemsel düşünme biçimi. 3- Tanrısal sezgi yoluyle, algılanamayan doğaüstü gerçekleri yaşama. 4-Yaratıcı'ya erişme çabalarının tümü. 5- Yüksek bir gücü kavramak ve eylemlerini bu güce göre düzenlemek için gerçekliğin üstüne yükselme eğilimi.

Halvet:  Arapça bir kelime olan halvet, tenha, tenhaya çekilme, yalnızlık ve yalnız kalma anlamlarına gelir. Halvet etmek, istenilen tenha ve her şeyden boş bir mahalde, zihne takılan ve takılacak olan şeylerden kurtularak feragat köşesini her şeye tercih etmektir halvet.
Bir başka ifade ile büsbütün yalnız durmak, biri ile tenhaca konuşmak üzere yalnız kalıp kimseyi içeri almamaktır. Halvete girmek, ibadet, zikir, riyazet ve murakabe ile meşgul olmak üzere yalnız başına tenha bir odaya, tekkelerde halvethane denilen bir hücreye, kapanmaktır. Halvete çekilmek, tenha bir yerde yalnız başına oturmaktır

Meşayih:  Şeyhler. Pirler. İhtiyarlar.

Sofi: Tasavvufu yaşam biçimi olarak seçen kişiye verilen addır. Mutasavvıf da denir.

-----------------------------------------------------

ÂŞIK GULFANİ



ASIL ADI: Emri Karakuş.

DOĞUMU: 1962 Yılında Afşin'e bağlı Ördek Köyünde, babası Durmuş, annesi Güllü'nün ilk çocuğu olarak dünyaya geldi.
 
·  Kendisinden başka; 4 erkek, 2 kız kardeş olmak üzere dokuz nüfuslu bir ailenin ferdi olarak yaşadı.

ÖĞRENİMİ: Dört yıl Köyünde öğrenim aldıktan sonra Afşin'de diploma aldı.

EDEBİ YAŞAMI: Okuma hevesinin olmayışına maddi sorunlar da eklenince kendini gurbette buldu ve hayatın ne kadar acımasız ve zor olduğunu anladı. Saz çalıp söylemeyi, ekmek ve suya olan gereksinim gibi hissetti. Zaten çocukluk yıllarında okuduğu;  Karacaoğlan, Köroğlu hikâyeleri ve türküleri ozanı çok etkilemişti.

Yörede de çok değerli sanatçı ve ozanlar vardı. Onlarla haşir neşir olması sanatını güçlendirdi. Çeşitli uğraşlardan sonra çalıp söyledi ve kendine özgü üslupla eserler yapmaya başladı.

YAPTIKLARI   
Birçok etkinliklere katılıp isminden söz ettirmeye başladı. Bu arada usta, şair ve âşıkların dikkatini çekti.

Bazo Mehmet Dedi Ki: Yörede etkin bir şair olan Göksun ilçesine bağlı Kanlıkavak kasabasında namıdeğer Bazo Memmet (Mehmet Ayar)'e 1985 yılında misafir oldu. Âşıklıkta mahlas kullanmak bir gelenek olduğunu söyleyip, ozana  
Âşık Gulfani ismini kullanmasını önerdi. O günden beri bu mahlası severek kullandı.

·        Duygularını her çeşit insanlarla paylaşmak için İç Anadolu genelinde düğün ve çeşitli organizasyonlarda yer aldı. Bu vesile ile bölgenin seçkin sanatçılarıyla tanıştı.

------

ŞİİRİ
------

APTAL DÜNYA

Aklım karman çorman oldu
Anlamadım ne hal dünya
Hayatım bir harman oldu
Savur beni al al dünya

Duymuyorum iyi seslen
Sen de benim gibi paslan
Kediye kendini boğduran aslan
Seni seni çakal dünya

Benim bahtım çile çekmek
Gurbette boyun bükmek
Verdin bana soğan ekmek
Ele yedirdin bal dünya

Bilmeyenler seni bilsin
İçerin kanla dolsun
Malın mülkün senin olsun
Alda başına çal dünya

Gulfani’yim kalmadı dadım
Dağları deler feryadım
Neçe âşıklar yedin
Doymadın mı aptal dünya

3 Ekim 2015 Cumartesi

ÖKKEŞ ŞENDİLLER

Yazar - Politikacı.


DOĞUMU: 1956 yılının Mart ayında Kuzucak Köyünde doğdu.



ÖĞRENİMİ: Maraş merkeze bağlı olan köyünün ilk okulunun ilk mezunu. Orta ve lise tahsilini Maraş'ta tamamlayan Şendiller, 1976 yılında Gaziantep Eğitim Enstitüsü Matematik Bölümüne kayıt oldu.

KİRLİ OYUN: Aralık 1978 MARAŞ OLAYLARI’ndan 1  Nolu sanık olarak Adana Sıkıyönetim Mahkemelerince tutuklandı. İki yıla yakın idamla yargılandı ve neticede beraat etti. 

SOYADI: Eski soyadı Kenger iken beraat ettikten sonra Şendiller soyadını almıştır.

ÖĞRETMEN: Sıkıyönetim kararı ile bölge dışı sürgünden dolayı Konya Selçuk Eğitim Enstitüsüne kayıt oldu ve 1980 yılında mezun oldu. 
1981 yılının Ocak ayında matematik öğretmeni olarak Maraş'ta göreve başladı. 

GÖREVİNE SON: Mayıs 1981'de 1402 Sayılı Sıkıyönetim Yasası neden gösterilerek görevine son verildi.

MÜCADELE: Verdiği hukuki mücadele sonucunda 1983'de tekrar görevine geri döndü. Ancak bu kez kendi isteği ile istifa etti ve çalışmadı. 

SİYASET 
1991 Ekim ayında yapılan Milletvekilliği Genel Seçimlerinde;
1. Refah Partisi, 
2. Milliyetçi Çalışma Partisi, 
3. Islahatçı Demokratisi Partisi ittifakından Maraş Milletvekili olarak Meclise girdi.

HAK ARADI: Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyeliğine seçilen Şendiller, bir çok önemli araştırmaya imza attı. 1992 yılında Rus-Ermeni saldırısına maruz kalan Karabağ'da, bizzat cepheye kadar giderek, katliama tabi tutulan Azerilerin ve Sırp vahşetine maruz kalan Bosna’lıların sesini dünyaya duyuran heyette görev aldı. 

MİLLETİN SESİ: Millet Vekili seçilerek mazlum ve hakkı gasp edilen insanımızın sıkıntılarını meclise taşıyan bir çok çalışmada yer aldı. 

Avrupa İşkence Önleme Komitesinde önemli görevler yaptı. 


YENİ PARTİ: 1992 Yılında MÇP'de meydana gelen siyasi tartışmalar sonunda 6 milletvekili arkadaşı ile birlikte ayrılarak BBP (Büyük Birlik PArtisi)'nin kuruluşunda yer aldı. BBP'de çeşitli görevlerde bulunan Şendiller, 2008 yılı, Şubat ayında partideki tüm görevlerinden istifa etti.

MEDENİ HALİ: Evli ve 4 çocuk babasıdır.

ESERİ: Kahramanmaraş Olaylarının Perde Arkası ve meclis çalışmaları anlatan,


Kanlı Oyun, isimli kitabı var.

-------------------------------------------

MEHMET RIFAT BAYAZIT


MESLEĞİ: Petrol Yüksek Mühendisi.
KİMDİR: Sınav neticesi Devlet tarafından Amerika’ya  gönderildi. 1950 Yılında, girdiği Golorade Schod Mines Üniversitesinde mühendislik okudu. Pennsy Stade Üniversitesinde yaptığı ihtisas neticesinde Türkiye’ye Yüksek Petrol Mühendisi olarak döndü.
------------------------------------------------------ 
DOĞUMU: 1925 Yılında Maraş İlinin, Andırın İlçesinde doğdu.

KÖKENİ: Bayazıtoğullarının İskender Bey soyundandır. 93 Harbinde şehit olan Büyük Hacı Beyin torunu, Hacı Mustafa Beyin oğludur.

ÖĞRENİMİ

İLK - ORTAOKUL: Maraş’ta,

LİSE:  Maraş’ta okudu.

ÜNİVERSİTE: Amerika Üniversitelerinden Golorade Schod Mines Üniversitesinde mühendislik okudu.

KİŞİLİĞİ: Özel yaşamında sakin biri olarak bilinen, boş vakitlerini  okumakla geçirien, siyasetten uzak durmayı ilke edinen, amirlik görevlerinde tarafsız  biridir.

GÖREVİ VE YAPTIKLARI  
1.    Yabancı dili olduğundan Yurtdışında çeşitli görevlerde bulundu. 
2.    Batman Petrolleri Bölge Müdürlüğü,
3.    Türkiye Petrolleri Genel Müdür Yardımcılığı,
4.    Petrokimya Genel Müdürlüğü,
5.    Türkiye – Irak Boru Hattı Projesi,
6.    Emekli olduktan sonra da Tekfen Genel Müdürlüğü görevinde bulundu. 

MEDENİ YAŞAMI: Günsel Hanımla evlendi.  Tayfun ve  Tarık adlarında iki oğlu oldu.




-----------------------------------------------------

ABDURRAHMAN EFENDİ



MESLEĞİ: Hukukçu - Yargıç - Şam kadılığı.  

YAŞADIĞI ASIR: 16. Asrın sonları ila 17. Asırdan 29 yıl yaşadı.

SOYU:  Medine kadısı iken vefat eden Abdulhalim Efendi’nin büyük oğludur.

Doğum yeri ve tarihi tam olarak bilinmemektedir.

ÖĞRENİMİ: Belirli bir müddet öğrenim gördükten sonra medreselerde görev alır.

GÖREVİ VE YAPTIKLARI
a. 1608 Yılının Ekim ayında, Müderris Atai yerine  Canbaziye Medresesi müderrisliğine atanır. (1)
b. Osman Paşa Medresesi,
c. Hayreddin Paşa Medresesi,
d. Edirne, Kazancılar Medresesi,
e. Üçşerefeli Medrese müderrisliklerinde bulunur(2). Sonraları adliyede görev alır:
f. 1620 Yılının ilk ayında  Trablusşam kadılığına ile ödüllendirilir.
g. 1623 Yılının son aylarında Bağdat,
h. 1624 Yılında Bosna,
ı.  1628 Yılının Mayıs ayında Sakız,
k. 1629 Yılının Eylül ayında Şam kadılığına atanır.

ÖLÜMÜ: 1630 Yılında  İstanbul yolculuğu esnasında Karaman’da vefat eder.

----------

AÇIKLAMA
(1) 1608 Yında atandığı bu göreve ilgi duymaz. Şahkulu Medresesi Müderrisliğine talip olur ama bu isteğine ulaşamaz.
(2) 1618 Yılının Aralık ayında terfi eder ve Üç Şerefeli Medresede göreve başlar.


 -----------------------------------------------------

NAZİF ÖZTÜRK - PROF


Akademisyen - Bürokrat.

DOĞUMU: Maraş’ın Topçalı köyünde 1948’de doğdu.


LİSE: Maraş İmam Hatip Lisesini bitirdi.

ÜNİVERSİTE: Yüksek öğrenimini İzmir’de,

Y. LİSANS: Yüksek lisansını ise Gazi Üniversitesinde yaptı.

DOKTORA: Doktorasını, kültür ve müesseseler tarihi konusunda, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde yaptı.

GÖREVLERİ
a.      Bir süre Diyanet İşleri Başkanlığında görev aldı.
b.     Vakıflar Genel Müdürlüğünde çeşitli kademelerde çalıştı.
c.      Değişik Kurumlarda çalıştı.

MÜSTEŞAR: Kültür Bakanlığı Müsteşar yardımcılığı ve Bakanlık müşavirliği yapmakta iken,

EMEKLİ: 2000 Yılında emekliye ayrıldı.

TYB BAŞKANI: 2000-2002 yılları arasında Türkiye Yazarlar Birliği Başkanlığına seçildi ve çeşitli kültürel etkinliklerde bulundu.

EDEBİ YAŞAMI: Yazı çalışmaları Gonca, Diyanet, Vakıflar, İslamî Araştırmalar, Türk Dünyası, İlim ve Sanat, Yeni Türkiye, Hareket, Mavera, Hilal, Sütçü İmam, Kurtuluş, Zaman gibi dergi ve gazetelerde yayınlandı.

ÖDÜL: Türk Yenileşme Tarihi Çerçevesinde Vakıf Müessesesi adlı eseriyle araştırma dalında Yazarlar Birliği ödülünü aldı.

BALKANLAR: Kültürel işbirliği anlaşmaları çerçevesinde Balkanlar ve Ortadoğu'yu dolaştı.

PAKİSTAN: Hamdart Vakfının davetlisi olarak Pakistan'da inceleme ve araştırmalarda bulundu.

MEDENİ DURUMU: Evli ve üç çocuk babasıdır.

ESERLERİ
1.       Menşe’i ve Tarihi Gelişimi Açısından Vakıflar - 1983,
2.       Evkâf-ı Humâyun Nezareti'nin Tarihçe-i Teşkilatı ve Nazırların Hal Tercemeleri, (Çeviri)
3.      Türk Yenileşme Tarihi Çerçevesinde Vakıf Müessesesi - 1995,
4.      Elmalılı M. Hamdi Gözüyle Vakıflar - 1995,
5.      Sümbüliye Tarikatı ve Kocamustafapaşa Külliyesi - 1999,

 6.    Azınlık Vakıfları – 2003.

-------------------------------------------