22 Mayıs 2016 Pazar

TUZSUZ HOCA


KİMDİR: Ası adı Mustafa Işık olan büyük düşünür halk arasında Tuzsuz Hoca diye ünlendi.  
KÖKENİ: Karaman İline dayanmaktadır.

DOĞUMU: 1925
Yılında K. Maraş`ın Hartlap-Elmacık (Dereboğazı) Köyünde doğdu. 

Köyünde eğitmenlik yapan  Abdullah Efendiden fıkıh dersleri aldı. Büyük düşünür Hafız Ali Efendinin sohbetlerine katıldı ve başta Arabca olmak üzere dersler aldı. 

Kuran okutmanın yasak olduğu yıllarda Andırın, Kadirli, Kozan İlçelerinden, Yenicekale Nahiyesinin köylerinden ve çevre köylerden çok sayıdaki kişiler derslerine katıldı. Şu anda bile, Tuzsuz Hoca'nın talebesi olmakla öğünen onlarca düşünür var.

ÖLÜMÜ: 1964  Yılında Kanser tedavisi için gittiği Ankara`da vefat etti.
MEZARI:  Maraş İli, Dereboğazı Mezarlığında meftundur. 


---------------------------

16 Mayıs 2016 Pazartesi

METİN DOĞAN

DOĞUMU 
1972 yılında Kahramanmaraş’ta doğdu.
ÖĞRENİMİ: İlköğrenimi Kahramanmaraş’ta tamamladıktan sonra,
1991 yılında Adana Endüstri Meslek Lisesi Elektronik Bölümünden,
1997 yılında, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu.
GÖREVİ / YAPTIKLARI
1.   İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1997 yılında mezun olduktan sonra stajını tamamlayarak Kahramanmaraş'ta serbest avukatlığa başladı.
2.   1999-2000 yıllarında Fazilet Partisi İl Yönetim Kurulu üyeliği,
3.   2001- 2005 yılları arasında Ak Parti Kahramanmaraş Merkez İlçe Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu.
4.   Kahramanmaraş Barosunda 2006-2008 yılları arasında Denetim Kurulu Üyeliği, 2008-2010 yılları arasında ise Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı.
5.   Av. İsmail KAHVECİ’nin milletvekili adaylığı için istifa etmesi üzerine 02 Nisan 2011 tarihinde yapılan seçimlerde Kahramanmaraş Barosu Başkanlığına seçildi.


MEDENİ DUMU: Evli ve üç kız çocuğu babasıdır

---------------------------------

9 Mayıs 2016 Pazartesi

MİNE ERDOĞAN DAL


MİNE ERDOĞAN DAL, hayatını aşağıdaki 
dizelerle anlatmaktadır. 

HAYATI (Maniler Sultanı)

Bin dokuz yüz altmış dokuz
Geldi çattı Mart on dokuz
Ben doğmuşum ağlayarak
Dediler çok nazlı bu kız

Kıvrık saçlı çokta dilli
şairlik o günden belli
Babamın gelin kızıydım
Saçımda kırmızı güllü

On aylıkken yürümüşüm
Annem benle görürmüşüm
Ele avuca sığmazdım
Çok çabuk ta büyümüşüm

Lise bitti seksen beşte
Benim aklım aşkta meşkte
Hayatımın erkeğiydi
Aşık oldum ilk görüşte

Şimdi evli ve mutluyum
Hem huysuz hem tatlıyım
Yuvamın neşe kaynağı
İki çocuk annesiyim

Manilerin sultanıyım
Kötülerin düşmanıyım
İlhamlarım geldiği an
Sözler çırak ben ustayım

19 Şubat 2015

ŞİİRİ

-----

Çöllük Ali'nin İneği
(EFİRAĞIZLI KÖYÜ MUHTARINA GÖSTERDİĞİ HOŞGÖRÜDEN DOLAYI ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM SAYGILARIMI SUNARIM)


Çöllük Ali muhtarım
Ağlıyor evde karın
İneğin hastalandı
Yok mu senin haberin

İneğine dert gelmiş
Birsen yeri kemirmiş
İneğim ölmeseydi
Deyip deyip delirmiş

Birsene inek balmış
Baytara haber salmış
Kör olası baytarlar
Meğerse çok geç kalmış

Birsen sabahtan kalkmış
Hemen ahıra bakmış
Masum gözler tavanda
İnek nalları dikmiş

Birsen ağıtlar yakmış
İneğe mezar yapmış
Çok gaddar çöllük Ali
Bakıp kahkaha atmış

Çöllük Ali derdin ne
Ölüye gülmesene
O güzelim ineğin
Yerine sen ölsene

Deyip hanım bağırmış
Hemen imam çağırmış
Teneşire koymuşlar
İnek ne de ağırmış

Çeşme olmuş gözleri
Dövüvermiş dizleri
Mö Mö diye bağıran
Kulağında sözleri

Köy halkını toplamış
Namazını kıldırmış
İnek kefen içinde
Mezarına konulmuş

Yattığı yer nur olsun
Çöllük sararıp solsun
Birsen'in intizarı
Daha başka ne olsun.

Kırkı Elli ikisi
Toplansın er kişisi
İneğe hatim yaptı
Kabul olsun duası

Mine Erdoğan DAL- MANİLERİN SULTANI


Bir Şiirde Ses Olmalı

şiirde ses olmalı
içinde his olmalı
hissin yalnız kalmışsa
Mutlaka küs olmalı
MİNE



METE EKİCİ


DOĞUMU
5/11/1955 Yılında Kahramamanmaraş'ın Göksun İlçesi
Yeniyapan Köyünde dünyaya geldi.

ÖĞRENİMİ
*İlk okulu doğduğu yerde,

*Ortaokul ve liseyi Göksun'da,

*Yüksek öğrenimimi Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Buca Eğitim Fakültesi Fransızca Bölümünde tamamladı.

GÖREVİ/YAPTIKLARI
*1983 Yılında atandığı, Ordu'nun Mesudiye İlçesi Üçyol Ortaokulunda çeşitli kademelerde görev yaptı.
*1998 yılında Kahramanmaraş İli Çağlayancerit Lisesi Müdürü iken bu görevinden istifa ederek, Göksun Kanlıkavak İlköğretim Okuluna Türkçe öğretmeni olarak tayin oldu.
*Bu okulda iki yıl çalıştıktan sonra Göksun Fatih İlköğretim Okuluna Türkçe öğretmeni olarak tayin oldu.
*Şiirlerinde; 'Garip Ozan' takma ismini kullanıyor.

Döne
Bıkmadan yıllarca gönlüm kırarsın
Beni hep hatalı suçlu bilirsin
Bilemem hakkımda neler dilersin
Seni yaratana bıraktım Döne

Bir defacık iyi yanım görmezsin
Dil ucuyla bile halim sormazsın
Hep barış isterim sen yüz vermezsin
Seni yaratana bıraktım Döne

Unutulmaz hatam neyse söylemen
Ciddiye alarak bir cevap vermen
Daima gözünde suçlu olan ben
Seni yaratana bıraktım Döne

Niyetin ne ise onu bilemem
Bundan sonra sana bir şey diyemem
Söz verdim susmaya sözüm yiyemem
Seni yaratana bıraktım Döne

Garip ozan ne söylese boşuna
Hiçbir sözüm gitmiyor ki hoşuna
Yıllar geçti, geldim elli yaşına
Seni yaratana bıraktım Döne

Mete Ekici
Ozan: Bu şiiri 29/09/2009 pazartesi günü eşine yazdığını ve saat 16,45’ de bitirdiğini söylüyor.

Melek misin Sen

Gençlik yaşamamış azap çekmişsin 
Olana bitene boyun bükmüşsün
Canın sıkıldıkça kan yaş dökmüşsün
Nasıl dayanırsın melek misin sen

İçine atarak neyi çözersin
Kader böyle deyip boyun bükersin
Bu kadar acıyı niçin çekersin
Nasıl dayanırsın melek misin sen

Kaderine küsmüş solmuş bir gülsün
Kendine yabancı olmuş bir elsin
Mutlu yaşayacak tek insan sensin
Nasıl dayanırsın melek misin sen

Hayattan beklentin yok mudur senin
Mutlu yaşamanı emreder dinin
Daima üzülür sıkarsın canın
Nasıl dayanırsın melek misin sen

Derdini biriyle paylaşman gerek
Kimse bu dünyaya kalmamış direk
Garip ozan der ki ölüm son durak
Nasıl dayanırsın melek misin sen

KEMAL BÖLÜKBAŞI



DOĞUMU: 12 Aralık 1970 de Maraş.

ÖĞRENİMİ
·       İlk orta ve lise tahsilimi Kahramanmaraş'ta,
·        Yüksek okulu Konya Selçuk Üniversitesinde tamamladı.

OZANA GÖRE ŞİİR:  Şiir bir yürek kıpırtısı, şiir bir gönül işidir, uçsuz bucaksız sahra çöllerinde esinti yahut engin okyanuslarda bir dalga misalidir.
İşte ben bu uçsuz bucaksız sahrada vaha arayan bir seyyahım, bu sahra şiir sahrası.
OZAN NEYE GÖRE İLERLİYOR: Benden evvel bu sahrada yürümüş olan usta ve üstatların ayak izleri öylece duruyor, görüyorum. Zor, biliyorum ama kendi ayak izlerimi oluşturmaya çabalıyorum. İzlerine bastığım tüm ustalardan özür diliyorum.

OZANIN DİLİNDEN

 “12 Aralık 1970 de Kahramanmaraş'ta, taş duvarlı, toprak damlı, iki katlı, bahçeli, baba ocağında, yağmurlu bir kış günü doğdum.”

ŞİİRİN BAŞKENTİ: Çıkmaz bir sokağın aile sıcaklığında geçen çocukluğum, şiirin başkentinde doğmuş olmam, dinleyip okuduğum masallar, hikayeler, şiirler, Türk destanları ve kahramanlıkları, fikir dünyama çok geniş ufuklar açmış, küçük yaşlardaki bu birikim beni daha on beş yaşlarımda yazmaya sevk etmişti, yazdıklarım otuz yılı aşkın çay misali demlendikten sonra artık gün yüzüne çıkmayı hak ettiler, şiirlerim siz değerli okuyucu ve sanat sevenlerin gözlerinde ve dimağında güzel tatlar bırakacağını umuyorum.
"Aslında yazdıklarım; okuduğum ve yaşadığım her şeyin, ruhumda mayalanıp, gönlümden dilime oradan kaleme ve kâğıda dökülmüş sözlerin teşkilinden ibarettir."
kemal bölükbaşı.

3 ŞİİRİ  
--------
1.
Ağlayan Oyuncaklar

Dünya ağlar,ben ağlarım
Deniz köpüğü beyazlığında
Saf ve masum
Yürekleri berrak çocuklar ölür
Dünya ağlar ben ağlarım
Adını bilmediğim savaşlarda
Adını bilmediğim çocuklar ölür
Gözleri ıslak çocuklar
Geride bıraktılar
Ağlayan oyuncaklar

2009

Kemal Bölükbaşı

2.
Bağlama

Bağlamanın sesindeki ahenge bir bak
Türküleri bağlayıp diyar diyar geziyor
Aşıklar hazin hazin vururken mızrap
İçimde kor alev, ateş yanıyor

Garbi yeli, Urfa’nın etrafı
Gesi bağları, Allı turnam
Mihriban, Çeşmi siyahım, Sunam
Diyerek gezdim dolaştım

Ovalarda toprağın bağrını deştim
Yaylalarda soğuk badeler içtim

Türküler ‘de Türk’ün sözünü buldum
Türküler ’de Türk’ün özünü buldum

24.09.2001/Kahramanmaraş



3. "Yâr" Tüküsü
Ay ışığı pencereden girende
Yüreğimi sevdalara daldırır
Melek yüzlü nazlı yâri görende
Can özümden bir çift suna kaldırır

Derde deva aşk bakışlı gözleri
Kalbe şifa pek şirindir sözleri
Silinmiyor bende kalan izleri
Nazarıyla şu gönlümü kandırır

Tamah etmez mala mülke paraya
Koyulmasın mesafeler araya
İstemez ki saraylarda yaşaya
Bir dam olsun, ocağımı yandırır

Dalda ötsün bülbülleri serçesi
Harap olsun ister ise bahçesi
Anlaşılsın sevdalardan lehçesi
Bilirim ki gül bahçesi sandırır

30.10.2015/Kahramanmaraş


Kemal Bölükbaşı

8 Mayıs 2016 Pazar

MEHMET ARI

**

DOĞUMU
1962 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu.
ÖĞRENİMİ
İlk ve orta okulu Diyarbakır'da, lise ve yüksekokulu Kahramanmaraş'ta okudu.
GÖREVİ/YAPTIKLARI
1.              2002 seçimlerinde milletvekili adayı oldu.
2.              Gazetecilik ve dernek başkanlığı yaptı.
3.              22 yıldır afşin Elbistan termik santralı EÜAŞ görev yapmakta.

MEDENİ DURUMU: Evli ve 4 çocuk babası.
ESERİ: UYAN EY HALKIM isimli bir şiir var.

----

2 ŞİİRİ 

1. Sitem var

Vefasız hasretin gözümde tüter
Vicdana gel artık! bu kadar yeter
Dışımda neşe var, içimde keder
Ağızlar konuşmaz dilde sitem var.

Sensiz, kışa döndü baharlar yazlar
Bülbülün garip hailne yüreğim sızlar
Zevkler değişir oldu yastadır hazlar
Bülbüller ötmüyor dalda sitem var.

Güneş doğmuyorki bitsin geceler
Dilim dönüp dolaşıp ismini heceler
Yaylalar yeşermez karlıdır yüceler
Çiçekler açmıyor gülde sitem var.

Yüreğim sızlıyor benzimde solmuş
Dizlerim tutmuyor mecal yok olmuş
Hüzünden dostların yüzleri solmuş
Mecalim yetmiyor halde sitem var.

Sen olmazsan bu can ermezki yaza
Azrail geldiği zaman bakmıyor naza
Dedimki: duygularımı dökeyim saza
Teller konuşmuyor sazda sitem var.


2. Tutsağım gülüm

Gönlüme har düştü cananı özler
Ballı kaymak gibi tatlıdır sözler
Eladan, yeşilden bakıyor gözler
Ben senin gözlerine tutsağım gülüm.

Sana bağlanıyor hayaller düşler
Sonuçsuz kalıyor yapılan işler
Karşımda gezinir farklı gülüşler
Ben senin gülüşüne tutsağım gülüm.

Çevremde güzeller dolanır durur
Sen olmazsan hayat çekilmez olur
Neylesem bu gönül hep seni bulur
Ben senin sevdana tutsağım gülüm.


Mehmet Arı

İSMAİL BAKACAK


DOĞUMU
Kahramanmaraş'ın Andırın ilcesine bağlı Geben Kasabası'nda doğdu.
ÖĞRENİMİ
İlk ve Orta öğrenimimi Andırın İlçesinde tamamladı. Liseyi Osmaniye Dervişpaşa Lisesinde okudu.


  • 1999 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Amasya Eğitim Fakültesinden mezun oldu.

GÖREVİ/YAPTIKLARI
Aynı yıl Sakarya'nın Akyazı ilçesinde göreve başladı. 6 yıl görev yaptıktan sonra Trabzon'a tayin oldu.

-------

2 ŞİİRİ
1. Mavileri Sevmiyorum

Maviler toprak oldu hayatımda
Kifayetsiz kalır duygular bunu anlatmaya
Harcadığım zamanlarımda, bugünümde yarınlarımda
Umutlarım sırdaş olur attığım her adımda

İnsan; alemin ortasında yaşayan bir nokta
Elde kalan son hediyedir kefen son durakta
Geride kalır: Eş dost ve tüketilen zaman
Ve yanmış gönüller, kandır gözlerden akan
Düşünemez hiçbir zaman bıraktığı izleri
Bir güz yaprağı savrulurken rüzgarda
Maviler toprak oldu hayatımda

Mavidir uzay da gökyüzü ve umman
Yaşam çizgisini anlayabilmektir arada kalan
Ne bir sitem, ne bir hazan, ne de yalvarıştır bu
Yaşam denilen çınardan zamansız koparılıştır bu
Gitmek mi zor olan, yoksa yalnız bırakılmak mı
Yoksa yalnızlık duygusundan yalnız olanı bulmak mı
Ya da hayatın kalan sayfalarında,
Bir anne şefkatinden mahrum kalmak mı?

Bitmeyecek sandığım gecelerin sabahında,
Ufuklara mahkum olmuş alemin ortasında,
Maviler toprak oldu hayatımda

Mavilerle çığır açtım sonbahara ve kışa,
Bir uktedir içimde: Hasretim anneye nazlanışa.
Duyguların adı yok hayat rıhtımında,
Sükutsa ilmek ilmek yol alır hayatımda.
Daldıkça hülyalara deryalar boğar beni,
Karlı dağları terkeden çığ dönemez artık geri.
Geceler yarendir, geceler çilekeş,
Dertlerime tercüman olur şafakla doğan güneş.
Gelecek diye beklediğim düşlerimin arasında,
Maviler toprak oldu hayatımda

Tırmanırken hayat yokuşunu
Ufukta gökyüzü mavi
İnerken hayat merdivenlerinden
Alabildiğine deniz mavi
Hasretle beklenen gecelerin umut ikliminde
'Anne' lafını anneye duyuramamanın yıl dönümünde
Susmak deva değil, haykırışlarsa nafile
Kendimi bıraktım yarınlara, ümitlere
Batan güneşin kızıllığında gözlerin kaybolmakta
Maviler toprak oldu, yoksun diye hayatımda

Hayat bir yalanmış, kaybolmuş umutlar
Umutlara yağmur oldu, gökyüzünde bulutlar
Hayat ırmağıyla beslenen ömrün her satırında
Maviler toprak oldu hayatımda

................... 

En sevdiğim maviydi annemin gözleri
Küstüm bütün renklere, terkettiği günden beri
Şimdi çok uzakta
O gözler beni görmez oldu
Beni annesiz koydu
Maviler toprak oldu

(10/12/2006) K.Maraş

2. UYANDIM


Sen vardın yanımda
Birde yağmur
Yürüyorduk hiç durmadan
Geçiyorduk hızla
Tüm sevdalardan
Zamanı eritiyorduk
Bakışlarımızla
Üşüyorduk bir yandan
Tutuşan ellerimiz
Isıtıyordu bedenimizi
Pamuk kadar beyaz
Bir o kadar hafiftin
Şu kalbimdeki
Yarama basmışlardı seni
Seninle çok mutluydum
Gün bitmesin
Akşam olmasın istedim
Fakat
Uyandım

(1999 Amasya)


HASAN AKPINAR


DOĞUMU: 1976 Yılında doğdu.

ÖĞRENİMİ

  • İlkokulu Kahramanmaraş Afşin Türksevin köyü ilköğretim okulunda,
  • Oorta okulu Afşin Lisesinde,
  • Liseyi Elbistan EML de tamamladı.
  • Niğde Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümünü kazandı ve 2000 yılında üniversiteyi bitirdi.  
GÖREVİ/YAPTIKLARI
1. Üniversite öncesi 3 yıl özel şirketlerde elektrikçi olarak çalıştı.
2. 2001 yılında Afşin Kabaağaçyeniköy(akçırı) i.ö.okulunda göreve başladı.
3. Halen Afşin Atatürk İlköğretim okulunda sınıf öğretmeni olarak çalışıyor.

--------

2 ŞİİRİ 


1. Can Kuşum
S eni seviyorum can kuşum
E n güzel duygular senin için
N efretim hasretim acım kederim
İ nan can juşum tek senin için

S en iste yıldızları koparayım tek tek gök yüzünden
E line getireyim çoban yıldızını
V eye başına taç yapayım yıldızlardan
İ stersen güneşi söndüreyim
Y akmasın çöldeki mecnunları
O d olayım sevenlerin gönlünde ya da
R uh olayım bedenlerinde
U şağın olurum istersen kapında
Mutluluğun için çalışırım yolunda

C an olurum canına can katarım
A ranan kan olurum damarlarında, güç katarım
N isan yağmuru olurum

K ırk ikindi olur yağarım yer yüzüne
U mut olurum çorak topraklara
Ş ahidin olurum ahrette, günahsızlığına
U ğrunda yanarım gerekiirse, ama tek şey isterim
M utluluğuma dokunma olur mu can kuşum



2. Bu Günüm 



Bu gün hava soğuk 
Üşüyor gördüğüm bütün insanlar 
Benimse içimde bir sızı 
Kafamda tanımsız sorular 
Ve hala anlayabilmiş değilim 
Neden aramızda ayrılık var

Odamdayım yanlızım 
Gözlerimde nemlenmeler 
İçimde bir ateş var 
Bu yüzden buğulandı pencereler 
Adını yazdım cama 
Sırf inat olsun diye 
Altına bir şiir ekledim 
Seni çook seviyorum diye 

(İnanmıyorum sevdiğine 
Mecnunun Leylayı 
Keremin Aslıyı 
Ya da herhangibirinin bir başkasını 
Benim seni sevdiğim kadar) 

Sonra daldı gözlerim 
Camdan karanlık geceye 
Bir hüzün doldu içime 
Sen yoksun diye 
Yeni bir dörtlük işledim 
Bir başka pencereye 

(Beklemek hasretinle yarını 
Seni düşünerek geçirmek sabahı 
Bilmezsin ki bende ne acıdır 
Yaşamak senin olmadığın bir anı) 

Gece bitti gün doğdu 
İçimde hala anlamsız kederler 
Öyle bir feryat ettim ki sorma 
Ağlamaya başladı adını yazdığım pencereler



7 Mayıs 2016 Cumartesi

DURDU MEHMET DALKANAT


DOĞUMU: 23.3.1955 yılında Kahramanmaraş/Elbistan ilçesinde dünyaya geldi.

ÖĞRENİMİ

  • İlk ve orta okul Elbistan’da bitirdi.
  • 1971-1972 öğretim yılında Mersin Öğretmen okulundan mezun oldu. 
  • Haziran 1980 de Eskişehir Eğitim Enstitüsü Türkçe bölümünü bitirdi.

GÖREVİ/YAPTIKLARI     

1. Beş yıl ilkokul öğretmenliği, üç yıl da Tarım bakanlığına bağlı bir kamu iktisadi kurumda çalıştı.       
2. Altı yıl mahalli düzeyde radyoculuk yaptı.  
3. Beş yıl İstanbul/Fatihte Değişim dergisi yayın kurulunda bulundu ve yazılar yazdı.
4. Değişik mahalli dergi ve gazetelerde halen yazıyor. 

  • Kendisini şiirle ifade etmeye çalışıyor. 

MEDENİ DURUMU: Evli ve 6 çocuk babası.
  • Serbest çalışıyor.


2 ŞİİRİ 

------

Beklemek

Geceydi...karanlıktı
karanlıklar üşüyordu
Ben üşüyordum
Nerede sıcacık ellerin
beni sarmalayan kolların
Gök gözlüm
bakışlarında kaybolduğum
gözlerin
nerede

ayaz taşlara işliyordu
köpekler havlıyordu
uzaktan uzaktan
polis arabaları geçiyordu
caddeden
Sersem,sefil ve serseri
yolcular
bir tren düdüğüne hasret
yüzyıllık garlarda
oda eskimiş olanlarında
bekliyorlardı
ben bekliyordum

Gök gözlüm...
sen yoktun...
gece ölüyordu...
Ben ölüyordum...
Gecenin katili,
sabahlar...
sabahlar bitmeyecek,
Geleceğin geceye kadar.



Gideceğim
Dilim dilim doğrayıp, kanıma ekmek bandım.
Diz üstü çöktürdün ya, yıkılıp gideceğim.
Uğrayıp geçiverdin, yol üstünde bir handım.
Bölük bölük ciğerim, sökülüp gideceğim.

Hani sabah olmazdı, kumrular sevişmeden.
Hani duvar konmazdı, taş taşla dövüşmeden.
Hani aşklar üşürdü, el elle ovuşmadan.
Sen çok yaşa ama ben, yok olup gideceğim.

Bu kadar kolay işte, rahat rahat uyursun.
Gelip geçen bir heves, teamüle uyarsın.
Boş ver takma kafana, zayiattan sayarsın.
Gece azap meleğim, yakılıp gideceğim.

Ben sana demedim mi, yokluğun ölüm diye.
Yemin ettim cayarsam, lal olsun dilim diye.
Kapattım kapıları, başka yok yolum diye.
Adım adım mezara, takılıp gideceğim.

Olmasın böyle kahır, bahaneler tükenmez.
Gül kendi kokusunu, sahibinden sakınmaz.
Sağa sola hesapsız, fütursuzca bakınmaz.
Kehribar gözlerine, çakılıp gideceğim.

Al hançeri göğsüme, vuracaksan vur hadi.
tatlı bala zehiri, karacaksan kar hadi.
Dört kitaba hak için, soracaksan sor hadi.
Pare pare yüreğim, dökülüp gideceğim.



FERHAT MUSTAFA FISTIKÇIOĞLU

DOĞUMU: 1986 Yılında Maraş’ta doğdu.
ÖĞRENİMİ

  • İlkokulu adı geçen şehirde okudu.
  • Liseyi,yine kendi şehrinde, Kadriye Çalık Anadolu Lisesinde tamamladı.   
  • Üniversiteyi, 2004’te Selçuk Üniversitesi Türkçe Öğretmenliğini kazandı. 2008’de bu bölümden mezun oldu.
LİSANS:  Aynı yıl Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde Yeni Türk Edebiyatı alanında yüksek lisansına  başladı.
GÖREVİ: 2009’dan bu yana Konya Karatay’da Türkçe öğretmeni olarak görev yapmaktadır.

Ferhat Mustafa Fıstıkçıoğlu’na Göre Kompozisyon Nedir:
Bu dersin en önemli amacı kendinizi ifade edebilmenizdir. Bu özellik, bu dersin her sınavının her sorusunda kendini gösterir. Bu sebeple kompozisyon ile kastettiğim hem size verilen bir konuda bütünlüklü bir yazı yazabilmenizdir, hem de tüm sorulara düzgün ifadelerle, uygun noktalama işaretleriyle ve yazım kurallarına dikkat ederek cevap verebilmenizdir.
2 ŞİİRİ
Son Şiir
Hani sen düşünürdün
“Cenazeme kaç kişi gelir? ”diye
Beni gömmeye
Hani derler ya, son vazifeye

Öğlenlerin akşama benzediği
Sendromlu pazarlardan biri
Yağmur çiseliyor, hava kasvetli
Ben, tabiat, asfalt
Her şey gri

Altımda elleri, gidiyoruz
Bazı gecelerime benziyor bu gidiş
ki bağırdığım, sesimi duyuramadığım
zorlayıp kendimi uyanamadığım

Kiminde hüzünden, kiminde saygıdan
Kimine gerçeği hatırlattığından
Tek ses yok!
Bir basılan toprağın çıtırtısı
Şırıltısı damlaların, bir de tok sesler topuktan

Geldik durduk bir çukurun önüne
Dualar, mırıltılar yuvarlanıyor dillerde
Nazikçe yatırıldım bir kenara
Fazla sürmedi bu merasim
İki ucumda dört el
Naftalinlenmiş halılar gibiyim
yaza doğru kaldırılan

Islak toprağa saplanan bir kürek sesi
“Kırç! ”
İlkten kıyamadı galiba
yüzüme atmaya

Üstüm ağırlaşıyor
Ben hiç olmadığım kadar sakin, kabullenmiş
Gökyüzü yok!
Bir hakkım olsun isterdim
Yalnız siyaha serzeniş

Herkes gitti
Akşam oluyor bu demde
Bir tek ben kaldım ebedi hanemde.


Her Bahar

Gözlerimden kuşlar damlardı 
Her bahar.
Güzel diyarlara uçarlardı
Oysa ben gelmezdim
Gelemezdim

Gözlerimden düşler damlardı
Her bahar
Her düşte bir gülüş
Oysa ben gülmezdim, gülemezdim

Ve gözlerimden yaşlar damlardı
Her bahar.
Gelemediğime, gülemediğime


----------------