11 Temmuz 2017 Salı

FİKRİ TUNA




fikri-tunaSOYU: 1864’te Rus-Kafkas savaşının elem verici bir mağlubiyetle neticelenmesi sebebiyle sürülerek Osmanlı Devleti ailesini Maraşa yerleştirdi.

DOĞUMU: Çerkeslerden Tûme ailesinin çocuğu olarak 1934 yılında Maraş’ın Göksün ilçesine bağlı Temurağa köyünde dünyaya geldi.

ÇOCUKLUĞU: Çocukluğu tefsir sohbetlerinin yapıldığı, kadın erkek herkesin okuma yazma bildiği kültür düzeyi yüksek bir köyde geçti. 

TEŞVİK: annesi, okuması için onu sürekli teşvik etti. “Sen büyük bir âlim olacaksın ve İslam’a hizmet edeceksin” diyerek küçük yaşta ilim aşkını kendisine aşılayan annesinin duasını sürekli hatırladı ve yerine getirmesi gerektiğini düşündü

ÖĞRENİMİ: Fikri Tuna, ilköğrenimi köyünde,
ORTAÖĞRENİMİ: Halep’te tamamladı.
ÜNİVERSİTE: 1957 yılında Kahire’ye giderek el-Ezher Üniversitesi’nin Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne girdi.
·  Libya’ya ihtisas eğitimi için ed-Dirasâtu’l-‘Ulyâ’nın Kelam ve Felsefe Bölümü’ne intisap etti. 

GÖREVİ
VE YAPTIKLARI

1. ESKİ MARAŞ MÜFTÜSÜ:  el-Ezher’deki tahsilinden sonra Türkiye’ye dönen Fikri Tuna, 1962 yılında Maraş müftüsü olarak tayin edildi
2. İki yıl boyunca il müftülüğü yanında Maraş İmam - Hatip Lisesi meslek dersleri öğretmenliği de yaptı.
3. Diyanet İşleri Başkanlığı Tetkik Kurulu Başkanı olarak hizmete devam etti.
4. 1965’te Kırşehir Müftülüğüne atandı.
5. Şam’da Mustafa Sıbaî gibi üstatların sohbet ve konferanslarını izleyerek fikrî gelişimini ilerletti.
5. Libya-Cağbub’da: türkiyede verdiği derslerle yetinmeyen üstad  ilmî ilerlemek gayesi ile binlerce kitabı mütalaa etme imkânı bulduğu Libya-Cağbub’da gerçekleşti.
6. Albay Muammer Kazzâfî darbesini gerçekleştirip ed-Dirasâtu’l-Ulyâ’nın doktora kısmını lağvedince, Fikri Tuna doktora çalışmasını Sorbon Üniversitesi’nde tamamlamak niyetiyle Cezayir yoluyla Fransa’ya gidecekti ancak doktorasını Cezayirde tamamlaması gerektiğine ikna edildi. .
7. Ezher’de okurken Mısır Radyosu’nda Türkçe servisinde spikerlik yaptı.
8. Mısır’da Cezayir Muvakkat Hükümeti’nin alim  üyeleriyle tanışma fırsatı buldu. Cezayir konusunda geniş malumat sahibi olmuş ve Cezayir’in kahramanca tutumuna ve yiğitçe savaşına hayran kalmıştı. İşte bu yüzden, Fransa’ya giderken yolunu Cezayir’den geçirmeyi tercih etmişti.
9. Cezayir’de Eğitim Bakanlığı’na bağlı Yüksek Öğretmen Okulu’nda Arapça ve İslam Felsefesi hocası olarak tayin edildi. 
10. Cezayir Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Osmanlıca okuttu.
11. Cezayirde hükümet sözcülüğü ve büyükelçilik gibi önemli görevler yaptı.
12.  Cezayir Evkaf Bakanı Tevfik el-Medeni ile uzun sürecek bir çalışma içine girmiştir. 1974’te kurulan Cezayir Tarih Araştırmaları Merkezi’nin başkanlığına getirilen Tevfik bey üstada; “Bu Osmanlıca belgeler bana bakıyor, ben de onlara bakıyorum, ancak, birbirimizi anlamıyoruz. Ben seni gökte ararken yerde buldum. Artık seni bırakmam imkânsızdır, hayatımın sonuna kadar beraber çalışacağız” diyerek Fikri Tuna’nın Merkez’e araştırmacı olarak atanmasını sağladı.
13. Cezayir’de  üniversitedeki Osmanlıca derslerini de 17 yıl boyunca sürdürdü.
14. YEMEN - 1987’de Türkiye’ye döndüğünde Yemen’den ikinci kez aldığı davete icabet etti. Yemen Eski Eserler, Kütüphaneler ve Arşiv Genel Müdürlüğü ile bir mukavele yaparak 400 senelik Osmanlı-Yemen ilişkilerinin tamamını kapsayan genel bir araştırma başlattı. Yemenli yöneticilerin beklentileri siyasi olmakla beraber, üstat; arşiv belgeleri, kitaplar, haritalar, resimler gibi Yemenle ilgili bütün materyali kapsayan bir çalışma gerçekleştirdi. 
·   Libya’ya ihtisas eğitimi için ed-Dirasâtu’l-‘Ulyâ’nın Kelam ve Felsefe Bölümü’ne intisap etti. 

SUÇLANDI: Fikri Tuna, İslam’ın içtimai adalete dayanan iktisadi anlayışı üzerinde hassasiyetle durması sebebiyle, asla tasvip etmediği bir partiye mensup olmakla suçlandı.

ESERLERİ
1. 1987’ye kadar Cezayir’deki hizmetlerini sürdüren Fikri Tuna, Tevfik beyin vefatından sonra Türkiye’ye döndüğünde Cezayir Tarih Araştırmaları Merkezi’nde Osmanlı dönemi Cezayir tarihiyle ilgili yüksek lisans ve doktora çalışmaları yapan 40 kadar lisansüstü öğrencisi bırakmıştı. Osmanlıcayı uzman düzeyinde öğrenmeleri için 4 öğrencinin İstanbul’a gönderilmesine vesile oldu.
2. Arapça’ya çevirdiği beş bine yakın Osmanlı belgesi aracılığıyla, Cezayir halkının Fransızca belgelere mahkûmiyetini de kırmış oldu.
----------------
KAYNAK:
Diriliş Postası / Günlük Siyasi Gazete
10 temmuz 2017 /  16 Sevval 1438



G
M
T
Konuşma fonksiyonu 200 karakter ile sınırlıdır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder