29 Nisan 2014 Salı

SEYİT AHMET KUTUZMAN


Ozan.

DOĞUMU:  1946 Yılında Elbistan’da doğdu.

 ÖĞRENİMİ
İLKOKUL:  İlkokulu İskenderun’da,

ORTA:  Ortaokulu Elbistan’da,

LİSE: Malatya’da Turan Emeksiz Lisesinden mezun   oldu.

ÜNİERSİTE: Dil Tarih Coğrafya Fakültesinin Tarih Bölümünde 2. Sınıfta okurken rahatsızlığı nedeniyle ayrılmak zorunda kaldı.

EDEBİ YAŞAMI:  Öğrenci olduğu yıllarda halk şiirine merak etti. Halk şiirlerini okudu. Daha sonraları ozan Cansız’ın sohbet halkasına katıldı.

EMEKLİ / AEL: (Afşın - Elbistan Linyitleri)  Çalışırken,  1998 yılında yakalandığı amansız hastalık nedeniyle malulen emekli oldu.

GÜNDE 30 BARDAK:  Günde üç, dört paket sigara ve otuz bardak çay içti. Bu nedenle,  akciğerinin biri iflas  etti, ama ne sigara ne de çaya veda etmedi.

ÖLÜMÜ: 1999 Yılında vefat etti.

ESERİ:  Gül Dağları.


ŞİİRLERİ

1.

ÇIKAR GİDERSİN

Her gece ben sana saray yaparım
Her sabah içimden yıkar gidersin
Ben senden bin türlü ilham kaparım
Yanına vardıkça çıkar gidersin

Beni şaşkın ettin şaşırma gülüm
Bir bakış kahırdır bir bakış zulüm
Benim Elbistan’a uzanır yolum
Sen biner sılana çeker gidersin

Bir bilsen aşk aldı boğuyor keder
Bir selam almazsan bu da mı kader
Elinde bıçağın sapına kadar
Her gün mü bağrıma çakar gidersin

Güzel çektirirmiş derdi insana
Hiç şansım olmadı şu aşktan yana
Beni çok ararsın söyleyim sana
Gözün açık kalır bakar gidersin

Önüne eğilme yaslan güzelim
Böyle haşin olma uslan güzelim
Bir cevap ver hele seslen güzelim
Beni boş yere mi yakar gidersin

------

2.

GÜZELİM

Kaş yıkmakla ateş sönmez
Yüregime su güzelim
İçim yanar kalbim kanmaz
Aşkın hali bu güzelim

Bağrı yanık emekteyim
Ateş zehir yemekteyim
Ben HATİCE'm demekteyim
Derviş çeker hu güzelim

Sekiz köşe dört cenahı
Çektirirsin yüz bin ahı
Ellerinle bu günahı
Nasıl yursan yu güzelim

İsterlermiş seni balam
Diyecegin bir tek kalem
Bir seven var taş mı kılam
O değil de şu güzelim

Seyit Ahmet neden hazin
Düşün söyle uzun uzun
Aşka karşı yoksa sözün
Yüzlerine tu güzelim

 ----- 
3.

ÇÖKMEYE Mİ BAŞLADIK

Akın akın girmiş idik İslama
Güruh güruh çıkmaya mı başladık
Aman ya Rab şaşırdık mı ne
Yıkıldık mı çökmeye mi başladık

Şu vatanda bahar kışa kış yaza
El keyfinden kaş boyaya göz süze
Gözümüzü hiç kırpmadan biz bize
Silah çekip sıkmaya mı başladık

Ey anasından yaşlı doğan yaşlı dağ
Bir cevap bu sol nedir bu ne sağ
Bu gidişle ne dağ kalır ne de bağ
Yapı yok mu yıkmaya mı başladık

Kimi Rusya Amerika ya Çin’de
Kendimizi kendimiz bir biçimde
Çaresizlik ümitsizlik içinde
Akrep gibi sokmaya mı başladık

------

4.

 ONMAZ BİR DAHA

Mutluluk  sevgilim nerde bilinmez
O bir kuştu uçtu dönmez bir daha
Düşman kurşun sıksa belki ölünmez
Senin gül attığın onmaz bir daha

Sevda kal'alasında taş üstüne taş
İçinde taşımaz olur aklı baş
Girmiş içimize artık o ateş
Yanar gece gündüz sönmez bir daha

Bu artık kazadır olmuştur kader
Ateşle karışık bir tuhaf  keder
Her gün yağmur yağar sabaha kadar
Gönül kubbesinde dinmez bir daha

-----

5.

Bizden Ziyade

o kızgın suları sormadan geçtim
at sürdüm aşkımın hudutlarına
kara kurşun sıktım binden ziyade
üç gece karardı karşıki dağlar
üç kaşık zehirden ibaret dünya

gözlerin gelmedi aklıma artık
çok şeyler unuttum aydan ötede
bir rüzgar esmedi güneşten gayrı
yıldızda düşündüm sabah etmeyi

gece inkar etti karanlıkları
birden yuvarlandı taşlar dereye
neden ağladı ihtiyar kadın
artık sarhoş olan umutlarıma

ışıklar uzaydan gece döndüler
boş yere sevindi kuşlar havada
at sürdüm aşkımın hudutlarına
kara kurşun sıktım binden ziyade

ne kadar iriydi gözlerin senin
şeytan bahçesine dönmeden evvel
gece kasırgalar kahpece esti
mihricanlar değdi eylülden önce

söğütlü’den yaprak düştü sulara
sessiz sessiz aktı ceyhan bu gece
gece kasırgalar kahpece esti
kan doldu gözüme kinden ziyade
bom-boz mezarlıklar düştü aklıma
ufuklara gömdüm eski dünyamı
ve yine at sürdüm geceden sonra
yanık bahçelerde tükendi sesim

alın beni burdan yare götürün
gömün bir namlunun içine artık
desinler dünyada aşık kalmadı
çünkü silah sıktım binden ziyade

Seyit Ahmet Kutuzman

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder