Halk Ozanı
DOĞUMU: 1926 Yılında Maraş’a bağlı Hartlap Köyünde doğdu.
ÖĞRENİMİ: İlk okulu kendi köyünde bitirdi. Tek emeli tahsil yapmaktı. Fakat babasının maddi durumu müsait olmadığından arzusuna kavuşamadı. Recber olan babasına yardımcı oldu. İlerleyen yıllarda Kastamonu Araç Orman Muhafaza Okulunu bitirdi.
ŞİİRE OLAN SEVGİSİ: Çocukluğunu bırakıp gençliğinin başladığı yıllarda evde bulunan Karacaoğlan kitabını okudukça, günden güne şiir sevgisi artar ve şiir yazma hevesi başlar. Bu konuda şair, şöyle diyor: '' Böylece aşk şiirleri ve türküler yazıyordum. Kimse görmesin diye birkaç gön sonra da yırtıp atıyordum. Bu şiirlerimi bir araya toplayarak bir kitabımın çıkmasını hayal ederdim. Fakat bu hayalimin gerçekleşmesi bana Kaf dağı kadar uzaktı. Çünkü bunu yapmaya ne zamanım ne de maddi durumum müsaitti.”
CESARETİM YOKTU: “Köyümüzde şiir yazanlara âşık derlerdi. Âşık denilince de boş gezen, evsiz barksız, köyden köye dolaşan avare, asalak geçinen boş insanlar düşünülürdü. Kısacası, âşıklık ismi, kendi muhitimde beğenilmeyen isimlerdendi. Bununla beraber şiir yazanlara da sevdalı denirdi ki,
bunlar tasvip görmeyen insanlardı. Şiirlerimi kimseye gösterememiştim. Âşıklık adı alırım endişesi cesaretimi kırıyordu.”
ARZUSU: Arzularının arasında kitap okumak ta vardı, ama köy şartlarında eline kitap geçmiyor, geçse de fazla okuyamıyor. Çünkü maddi durumu elvermiyor.
ARZUSU GERÇEKLEŞİYOR
Kastamonu Araç Orman Muhafaza Okulunu bitirip, kendi köyünde göreve başlayınca okuma arzusuna kavuşur. Bu konuda da şöyle diyor: “Elime geçirebildiğim kitap, dergi ve gazeteyi okuma fırsatı bulabiliyor, beni etkileyen bir çok şeylere şiirler yazıyordum. ’’
MEDENİ HALİ: Evli ve 7 çocuk, 45 torun sahibi.
-------------------------------------------------------
şiirlerinden örnekler
1. BENİM KÖYÜM HARTLAP
Nasıl tarif edem bu cennet köyü
Hoş eser garbisi, yeli Hartlap’ın
Dört-beş yüz haneli koca bir belde
İlçeliğe namzet eli Hartlap’ın
En eski bir köydür asildir soyu
Yavşan’dan gelir kireçsiz suyu
İnsanları cömert güzeldir huyu
Hayırdan kalmaz eli Hartlap’ın
Güzel Maraş’ın bir şirin beldesi
Var ebesi okulu orman bölgesi
Yemyeşil bahçeler ağaç gölgesi
Karışır yeşile alı Hartlap’ın
Yanını vermiş de Yavşan Dağı’na
Hayran kalın bahçesine bağına
Örnek olur ilçelerin çoğuna
Hoş kokar çiçeği gülü Hartlap’ın
Halkı seyyar esnaf ticaret yapar
Pehlivan yetişir yiğitler çıkar
Yirmi parça köye önderlik yapar
Sayılır hatırı hali Hartlap’ın
Coğrafi bir merkez bir pazaryeri
Türkiye’de meşhur o milli narı
Bıçaktan elde eder en büyük karı
Meşhurdur nalbantı nalı Hartlap’ın
Ali Bakırc’oğlu bitir sözleri
Nazardan korusun Allah sizleri
Hükümet de ihmal etmez bizleri
Çok şükür yapıldı, yolu Hartlap’ın
Ozanın bu şiiri, birçok sitede yayınlanmıştır
----------------------------------------------------------
*
Bir şiiri ve hikayesi
Ozan Andırın’da görevlidir. O yıl, Andırın Lisesi 5 Edebiyat sınıfının tamamına yakını 10 üzerinden 1 alırlar. Acaba neden diye düşünenlerin en n başında da ozan vardır. Buna tepki olarak aşağıdaki şiiri yazar.
2.
ANDIRIN LİSESİNİN
BAŞARISI (!)
BAŞARISI (!)
Bir sınıfın yirmi beşi bir almış
Aman ya Rab bu ne üstün başarı
Öğretmenler beceriksiz tembel mi
Çocuklar mı çalışmıyor haşarı
Beş altında not almayan tek kişi
Çıkmamıştır hiçbir tane er kişi
Heder oldu çocukların bir yaşı
Hocalar mı çocuklar mı haşarı
Bunca çocuk ahmak deli olamaz
Olsa idi ortaokuldan gelemez
Bu kömürler bu demiri yülemez
Ya öğretmen ya öğrenci dışarı
Birçokları köylerinden gelmişler
Öküz satıp ev kirası vermişler
İlk karneyi ellerine almışlar
Ortalama tutmuyormuş üçeri
Bu öğretmen bu öğrenci durursa
Yetkililer de seyirci kalırsa
İkinci karne de böyle olursa
Bulunmaz bir tek kişinin geçeri
Andırın’ın talihidir bu kader
Böyle berber böyle başı böyleder
Sayın müdür maruzatım bu kadar
Siz veriniz bu duruma iş’arı
Şubat 1985
Bu şiir, 12 Şubat 1985 tarih ve 43 sayılı Andırın Postası gazetesinde yayımlanır. İlgililer duyarlılık gösterir, Kamil Aydoğan adlı Maraş'lı yeni bir müdür göreve atanır. 2. Dönem, adı geçen sınıftaki tüm öğrenciler bu dersten başarılı olur.
-----
3.
Haset
Birazcık ekmeğin rahat yiyenler
Herkesin gözüne batar, bil ha
Şiarı fitnelik haset insanlar
İstikbal yolunu tıkarlar bil ha
Birazcık nüfuzun geçerse hele
Çekmezler gezdiğin giydiğin bile
Bin türlü iftira tuzaklar ile
Seni bir çukura iterler bil ha
Riyadır derler sadaka versen
Gösteriş diyorlar misafir alsan
Çıkarı var derler borç para versen
İyi huylarını örterler bil ha
Sen güzel konuşsan meclise varsan
Takdir edilip de itibar görsen
Haklının hakkını savunum dersen
Haksızın tarafın tutarlar bil ha
Senin kazancın çekip kasadan
Veriyor sanırsın kendi keseden
Sen zengin oldukça ölür tasadan
İşini elinden kaparlar bil ha
Seni methetseler söylense adın
Hasedi incitir attığın adım
Birinin ardından tek bir söz dedin
Götürüp bin daha katarlar bil ha
Seni küçültmeye fırsat ararlar
İyi huylarını kötü sayarlar
Bin akını bir karayla boyarlar
Zaafını bularak satarlar bil ha
Senin müspetini menfi sayarak
Haset süfli duygusuna uyarak
Ayağın altına sabun koyarak
Seni tepe takla yıkarlar bil ha
Bin türlü tahrikle öğüdün verip
Akılsız kişiyi üstüne sürüp
Başına bin türlü belayı sarıp
Türlü musibete atarlar bil ha
Bunlara söz ile dokunsan vursan
Koymazlar Bakırc’oğlu rahat dursan
Hasete kalemle ders verim dersen
Kıskanıp yazını yırtarlar bil ha
1970
AÇIKLAMA
(KamilAydoğan Maraş Merkez Kertmen köyünden olup Andırından evli ve şu anda Ankara İl Milli Eğitim Müdürü olarak görev yapmaktadır- 2013.)
ALİ BAKIRCIOĞLU / EK
ÖNCESİ
Şair diyor ki;
''1974 yılı Ağustos ayında Andırın Orman İşletme Müdürlüğü’ne atandığımda 48 yaşındaydım. Günde bir defa her sabah hem Andırın’dan Kahramanmaraş’a, hem de Kahramanmaraş’tan Andırın’a bir defa otobüs kalkar ve akşam dönerdi. Yolun kötü olmasından ve güzergâhta inen binen insanların fazla olmasından dolayı yolculuk yaklaşık dört saat sürüyordu. Bu yolculuk sırasında yolculardan başka bagaja koyun keçi gibi hayvanlar da alınıyordu. Bagaj dolduğunda arabanın içine de alındığı olurdu. Andırın’da PTT’de 200’lük bir santral vardı. Sonradan Andıran’a ne kadar varlıklı insanlar da gelse 201. aboneyi alamazlardı. Bu on yıllarca böyle devam etti.
Bu duyguların bende uyandırdığı izlenimle aşağıdaki şiiri yazdım. Yazdığım şiiri bavuluma attım, ta ki 1985 yılında Andırın Postası gazetesi yayımlanmaya başladığında bu şiir yayınlandı.''
ANDIRIN
Coğrafi yerin mi yoksa kader mi
Niçin gelişmiyor, elin Andırın
Çıkmaz sokak mısın, yolun gider mi
Neden sorulmuyor, halin Andırın
İl merkezi, tam dört saat sürüyor
Bir araba bir senede çürüyor
Mebus beyler gelip bunu görüyor
Neden asfalt olmaz yolun Andırın
Nüfusunuz altı bini bulmuyor
İşsizlikten göç edenler gelmiyor
Devlet baba bir fabrika kurmuyor
Yıldan daha kötü yılın Andırın
Civar ilçelerde birkaç bin kadar
Çok ilçede otomatik santral
Bizdeki telefon iki yüz kadar
Evlere ulaşmaz telin Andırın
Sahibin mi yoktur bahtın mı kara
Hastane olmayan tek ilçe bura
Madem vatandaşsın hakkını ara
İstemeyi bilsin dilin Andırın
Bütün sebze tüm dışarıdan geliyor
Bir haftalık bizde taze oluyor
Yarısı uluk, yarısı da çürüyor
Karamsarsın demen gelin Andırın
Yegâne nimetin, ormanın pek bol
Bu yüzden yapılmış köylere bir yol
Kıymetini bilip, ona sahip ol
Tek varlığın orman, malın Andırın
Devletimiz bize önder olsalar
Varlıklıya hisse senet verseler
İlçemize bir fabrika kursalar
İşlense odunun dalın Andırın
İki mevsimin var kış ile yaz
İlkbahar hiç olmaz sonbahar az
BAKIRCIOĞLU gerçek budur sen de yaz
Açılmaz baharda gülün Andırın
1975
Ali BAKIRCIOĞLU
Şiir bağlantısı verilen sitede yayınlanmıştır.
----------------------------
Andırın ilçesi 29 yıl aradan sonra bambaşka oluyor. Şair güzelliklerini dile getirdiği aşağıdaki şiirini yazıyor ve duygularını şöyle dile getiriyor:
''1974 yılında karamsar bir haleti ruhiye ile Andırın’ın mahrumiyetini dile getiren şiirimin aksine, 29 yıl sonra, 2003 yılında iyimser bir haleti ruhiye ile Andırın’ın bütün güzelliklerini dile getiren aşağıdaki şiirimi yazdım.''
ANDIRIN
Altın olsun derim toprağın taşın
Dünyalar durdukça dursun Andırın
Helaldir kazancın, ekmeğin aşın
Ne muradı varsa, ersin Andırın
Çok yerde yayla var, orman bulunmaz
Kekiği, reyhası, defnesi olmaz
Güzelim demekle, güzel olunmaz
Güzelsin, eşin yok birsin Andırın
O kışla bahçesi güzel ve serin
Çınar geçidinin eşi yok derim
Yüzlerce pınarın piknik yerlerin
Güzelsin, canansın, yarsın Andırın
Kirazlı, fındıklı, iki derede
Keçi kestik, piknik yaptık burada
Söylen var mı, bir benzeri nerede
Şirinsin, sihirsin, sırsın Andırın
Altınboğa güzel, biryaylak yeri
Akifiye ordan kalmaz ki geri
Çokak, Kırksı, Halbur ve diğerleri
Görmeyenler varsa görsün Andırın
Çığşar’ın ünlüdür kirazı balı
Balk’ın dağlarında bol yaban gülü
Tarihi göç yolu Meyremçil beli
Şüphesi olanlar sorsun Andırın
Meyremçil'de yaylaların yalası
İnsanda dert koymaz serin havası
Kayaranlı’da olur şahin yuvası
Adın tarihlere girsin Andırın
Tırıl, Akçadağ’da, gel piknik yapak
Genben’in yaylası, Kenger’de yatak
Yaban kirazına, kuşburnu katak
Vücut zinde olsun, varsın Andırın
Şifalı ot dolu, dağı taşları
Ormanda ötüşür, binbir kuşları
Tarihi kilimde, gör nakışları
Hele bir ıstarı, kursun Andırın
BAKIRCIOĞLU yine eksik bu yazı
İnsanları güzel, gelini kızı
En mümbit arazi, Andırın düzü
Bir yılda dört mahsul, dersin Andırın
Ali BAKIRCIOĞLU
NOT: Bu şiir 2003 yılında Andırın Postasında ve bazı gazetelerde, 2000’li yıllarda İstanbul’da çalışmalarını yürüten Andırın Platformu tarafından çıkarılan Tirşik dergisinde, sonrasında,
1.http://www.angelfire.com/oz/andirinli/albkrcgl.htm
2.http://www.andirinim.net/tr/showthread.php?t=200
sitelerinde yayınlanmıştır.
---------------------------------------------------------------
----------------------------------------------------------------
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder