MESLEĞİ:
Yazar/Eğitimci.
DOĞUMU:
Maraş’ın Çağlayancerit İlçesi Düzbağ kasabasında 1966’da doğdu.
ÖĞRENİMİ
İLKOKUL-ORTAOKUL:
İlk ve orta okulu Düzbağ’da,
LİSE: Liseyi Maraş’ta okudu.
ÜNİVERSİTE: İzmir İlahiyat Fakültesini bitirdi.
GÖREVİ:
Din kültürü, Ahlak bilgisi ve meslek dersleri öğretmeni olarak görev aldı.
SİYASİ
YAŞAMI: Bir dönem kasabasında Belediye Başkanı seçildi.
EDEBİ
YAŞAMI: Çeşitli dergilerde yazıları yayınlandı.
ESERİ:
Tefekkür Bahçesi - 1995.
-----------------------
Maraş
Türküsü
Allı
Zeynep'in Hikayesi
Türkiye'de
kimi kesimler ''Allı Zeynebim''
türküsünü bilir, ama hikayesini bilen 100'leri geçmez.'
Maraş'ın
yerel bir gazetesinde haftalık yazı
yazan, Mehmet Saygaz bir yazısında Allı Zeynep'in Hikayesini konu ediniyor. Allı
Zeynep'in Hikayesini okudum. Beğendim. Çok ilginç buldum. Yanlış anlaşılmasın, yazının aslına
dokunmadan baskıda oluşan kelime hatalarını düzelterek yayınlayacağım.
Mehmet
Saygaz yazısına şöyle başlıyor: “ Ortada öyle gönülden yaşanmış bir aşk ve dram
var ki, yazıyı bir solukta ve sıkılmadan okuyacaksınız. İşte günümüz aşklarını
utandıracak o hikaye:
Anadolu’nun
her köyünde, kasabasında ve şehrinde isimli isimsiz âşıklar, ozanlar, kara
sevdalılar ortaya çıkmıştır.
İşte
o köylerden biri Düzbağ (Helete). Sevdanın adı “Allı Zeynep”.
Yiğidin
adı mı? Onu bilen sadece Düzbağ (Helete)
halkı.
Güzelin
ismi Erkan Oğur’un güzel sesiyle Türk halkının kulaklarında.
Ama
o sevda türküsünü yazanı Anadolu bilmiyor. İşte biz o sevda kahramanını
yazıyoruz; Kurt Hasan Ahmet (Ahmet Kurtlucan)
*
Anadolu’da
nice Sarı Gelin, Ezo Gelin, Allı Zeynep’ler yaşamıştır.
Bunların
sevdaları, aşkları her yörede duyulmuş, benimsenmiş oraya maledilmiştir.
K.
Maraş’ın Düzbağ (Helete) yöresinde de “Allı Zeynep” sevdası yaşanmıştır.
Anadolu'da
yaşanan kara sevdalarda kavuşmalar hemen hemen hiç olmamıştır. Olanların da
sonu kötü olmuştur.
İşte
Allı Zeynep ile Kurt Hasan Ahmet de birbirlerine yar olamamışlardır.
Allı
Zeynep hikayesinin Sivas yöresine ait olduğu bilinmektedir. Oysa (doğrusu) bu
yerin K. Maraş’ın Düzbağ (Helete) kasabası olmasıdır.
Hikayeyi
okuduğunuzda doğru olanın da bu olduğu kanaatine varacaksınızdır.
Kurt
Hasan Ahmet bir halk aşığı, bir halk ozanı değildir.
O,
Zeynep’i görüp seviyor, onun adına türkü, ağıt yakıyor.
Mısralarda
geçen yer isimleri Düzbağ yöresinde halen böyle bilinmekle beraber askeri
haritalarda da geçmektedir.
Karaca,
Zeyneb’in zalim dayısıdır. Zeynep, Kör Hütdü
ile zorla evlendirilir.
Allı
Zeynep Hikayesi
Düzbağ’da
eski ismiyle Helete’de Kurt Hasan Ahmet (Ahmet Kurtlucan) ve Allı Zeynep
(Zeynep Tello) adlarında iki aşık vardır.
Bunlar
birbirlerini çok sevmektedir.
Zeynep’in
ailesi zengin ve soyludur.
Ahmet
ise fakir bir ailenin çocuğudur ve çobanlık yapmaktadır.
Eski
an’anelere göre gençlerin evlenmeleri kendi isteklerine göre değil de anne ve
babanın isteklerine ya da zorlamalarına göreydi.
Ahmet
fakir olsa da gönlünden gelen bir umutla Allı Zeynep’i ister.
Allı
Zeynep’in Karaca ismindeki dayısı bu evlenmeye karşı çıkar. Çünkü, Ahmet
fakirdir. Ancak, Ahmet son derece aşıktır.
Birkaç
gün sonra Zeynep’in ailesi, Sıraca’ya göçünce, mecburen Zeynep de gitmek zorunda
kalır. Bunun üzerine Ahmet aklından çıkaramadığı Zeynep için şunları söyler:
Şimdiye
vardılar Gırıkdaş’ına,
Yine
Zeynep göçmüş Göksu başına,
Bozdurmuş
altını takmış düşüne,
Zeyneb’im
Zeyneb’im allı Zeyneb’im
Helete
köyünde şanlı Zeyneb’im
Daha
sonra Zeynep ve ailesi Zedille yaylasına gider. Her an Zeynep’in aşkı ile yanan
Ahmet yine şunları dile getirir:
Zedille’de
yolumuzun goyusu,
Köyün yolu yolumuzun kıyısı,
Pis
Karaca Zeyneb’imin dayısı,
Zeyneb’im
Zeyneb’im allı Zeyneb’im
Helete
köyünde şanlı Zeyneb’im
Sıraca’daki
pınara su almak için gelen Zeynep’i sırtındaki tulukla görünce ona şöyle atıfta
bulunur: (Ahmet şöyle seslenir)
Sıraca’da
gördüm sırtında tuluk
Yüzünden
akıyor sanki bir oluk
Yaylada
yayılır bir sürü ferik
İçindeki
al kınalı yar benim
Böyle
sözlerle, Zeynep’in kendisine bakmasını sağlamaya çalışır. Ancak, Zeynep bir
türlü Ahmet’e bakamaz. Çünkü baskı altındadır, korkmaktadır. Bunun üzerine
Ahmet şöyle seslenir:
Sıra
sıra dikerlerdi söğüdü
Zeynep
yine nerden aldın öğüdü
Bulamazsın
benim gibi yiğidi
Zeyneb’im
Zeyneb’im allı Zeyneb’im
Zeynep
ve ailesi ağustos ayının sonlarına doğru yaylalarından Yalangoz mevkine
göçerler. Buraya hayma (çadır) kurarlar. Bu arada Ahmet burada davar
yaymaktadır. Bu sırada Zeynep’in ayak izine rastlar ve abisini çağırarak durumu
izah eder. O ayak izini korumaya alır.
Onlar
haymayı kurmuştur. Ahmet bir defa da olsa Zeynep’i görmek arzusundadır. Bu
arzusunu yerine getirmek üzere haymanın yanına gelir. Tam bu anda Zeynep’in
annesi haymanın ağzında, (girişinde - akn) Zeynep ise inek sağmaktadır.
Zeynep’i göz hapsinde tutan annesi Zeynep’in hareketlerine dikkat eder. Yani
Zeynep, Ahmet’e bakacak mı, bakmayacak mı? Bilmek ister.
Ahmet’e
bir kere bakan Zeynep kazara sütü döker. Bu sebeple Zeynep annesinden dayak
yer. Buna çok üzülen Ahmet:
Sıra
sıra Yalangoz’un hayması
Gümüştendir
Zeyneb’imin gayması
Üç
beş oldu anasının dövmesi
Bu
yıl bu gız bizi candan edici
Candan
etmezse de maldan edici
Der.
Bu
olaydan sonra Zeynep, Hütdü adında biriyle evlendirilir. Hem halk hem de Zeynep
bu adamı hiç beğenmez. Ancak bu evlilik aile baskısıyla yapılmıştır. Yine Ahmet
Zeynep için;
Gılıcıma
çaldırayım kösüre
Kusur
bulmam Zeynep gibi mısıra
Kör
Hüdü’yü bir yalancı gısıra
Zeyneb’im
Zeyneb’im allı Zeyneb’im
Yedi
köy içinde şanlı Zeyneb’im
Zeyneb’i
kaçırmak için birgün önceden anlaşırlar.
Buluşacakları yere 15 arkadaştan sadece Tontu İbrahim gelmiştir. Kurt
Hasan Ahmet; İbrahim, sabah olsun Zeynep İnek sağmaya çıksın da bir boyunu
göreyim. Bunun üzerine sabah Zeynep’i görünce şu dörtlüğü söylemiştir:
Çıkar
çıkar sarı taşa otururum
Zeynep’imin
dileğini bitiririm
Onbeş
arkadaştan birini getiririm
Zeynep’im
Zeynep’im allı Zeynep’im
Zaman
ilerlemiş, günler günleri kovalamış, aylar ayları. Zeynep çoluk çocuk sahibi olmuştur. Bu zaman
diliminde Ahmet de attan düşmüş iyice hastalanmıştır. Vücudunun her yeri yara
içinde kalmıştır. Bir türlü yerinden kalkamamaktadır. Kendisini gizlice
ziyarete gelen Zeynep’i görünce üç-beş kişinin yerinden kaldıramadığı Ahmet
doğrularak şunları söyler: Derin bir ahla...!
Yine
bağlar gitti dağlar alaca,
Kabir
kabir sürünesi Karca, (Karaca)
Zeyneb’im
kıyamete kadar kalsın sana Sıraca,
Bu
yıl bu gız bizi candan edici,
Candan
etmezse de baldan edici.
Der
ve iki gün sonra ölür.
Allı
Zeynep hikayesinin Sivas/Divriği’ndeki varyantı Lala Zeynep şeklindedir. Diğer yandan Klasik Sanat Müziğinde İnci
Çayırlı’nın bayram günlerinde seslendirdiği şarkı aslında Allı Zeynep üzerine
söylenmiş
manzum parçalardır.
Zeynep
bu güzellik var mı soyunda
Elvan
elvan güller kokar boynunda
Ramazan
ayında, bayram gününde
Zeynep’im
Zeynep’im allı Zeynep’im
Diğer
yandan Allı Zeynep
üzerine
yakılan ağıtlardan
bir
kısmı şöyledir:
Yalangoz
deresi ılıcak akar
Zeynep’im
oturmuş yollara bakar
Kart
Mustafa gelmiş takıntı takar
Zeynep’im
Zeynep’im allı Zeynep’im
Yedi
köy içinde belli Zeynep’im
Sıraca’da
gördüm sırtında tuluk
Gözünden
akıyor sanki bir oluk
Zeynep’im
Zeynep’im allı Zeynep’im
Yedi
köy içinde belli Zeynep’im
Zeynep’i
yaylaya göçürünsene
Teyyareye
koyun uçurunsene
Soğuk
sulardan içirinsene
Zeynep’im
Zeynep’im allı Zeynep’im
Yedi
köy içinde belli Zeynep’im
Guruya
da şu yalan deresi
Salını
salını suya gelesi
Anası
Emine’de mındar ölesi
Zeynep’im
Zeynep’im allı Zeynep’im
Yedi köy içinde belli Zeynep’im
------------------------------------------------
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder